YAZILAR

Çocuklar Hayatın İçinde Olsun!
Yarıyıl tatilinin ilk haftasıydı, işten eve dönerken çocuklar aradı.

Çocuklar Hayatın İçinde Olsun!

 Yarıyıl tatilinin ilk haftasıydı, işten eve dönerken çocuklar aradı. Seslerinde farklı bir coşku vardı. ‘Baba gelirken sucuk, kaşar, yumurta ve ekmek alır mısın?’.  Tamam deyip telefonu kapattım ama her zaman ki gibi evin normal bir ihtiyacı olmasına rağmen isteyişleri farklı idi. Normal zamanlarda kapı zili çalınca açmak için birbirine bakan bizimkiler beni kapıda karşılayıp   poşetleri alıp mutfağa koştular. Hayırlısı bakalım dedim içimden, pek normal bir durum değil ama. Kapıyı kapatıp bir şeyler ile uğraşmaya koyuldular. İçerden gürültüler, patırtılar, gülüşme sesleri, bazen tartışmalar...

Ama keyifli bir şeyler yaptıkları ortada...

35-40 dakika sonra bizi de mutfağa davet ettiler. Çok eğlendikleri her hallerinden belliydi. Bir şey başarmış olmanın verdiği coşku yüzlerinden okunuyordu. Mutfağa girip etrafa bakınca şok tabii ki. Savaş alanına dönmüş her yer. Tezgah, masa, halı batmış, tepki vermedim. Ne mi yapmışlar. Tost; sucuklu, yumurtalı, kaşarlı, baharatlı...

Sonra tostları yemeye başladık, fena değil, ilk denemeye göre gayet başarılı. Tostları yerken telefondan you tube’dan bir video izlettiler. Tostçu Erol’un atom tost yapımı. Hem yedik, hem izledik, hem de güldük...

Çocuklar için tatilin en verimli ve en eğlenceli günü olduğunu fark ettim. Çünkü yeni bir şeyler öğrenmişlerdi. Tamam ama bunda ne var ki her gün okul da tonlarca yeni şey öğreniyorlar. Ama uygulamıyorlar. Aslında kendileri yaparak öğrendiler ve eğlendiler. Eğlenme ve öğrenme beraber gezen iki arkadaş aslında, onları yalnız çok göremezsiniz aslında. Yapılan hatalarda öğrenmeyi pekiştiriyor. Yanlış yapmak öğrenmenin doğasında var. Aksi halde doğruyu bulmak nasıl olacak ki! Elbette deneyerek, yanlış yaparak.

Asistanı çok sayıda deneyin ardından istenen sonuca bir türlü ulaşamayıp cesaretini yitirerek Edison’a geldiğinde o asistanına şu karşılığı vermiş ‘Yeni bir pil bulmak için 50.000 deney yaptım. Bu 50.000 olasılığın işlememesi harika bir sonuç.’

Peki çocuklar basit bir tost yaparken bile  bu kadar eğlenip ve öğrenirken okullar niçin öğrencilere cazip ve eğlenceli gelmiyor? Çünkü hayata dair uygulama yok ya da çok az. Öğrenci işin içine tam giremiyor. Resim, müzik ve beden eğitimi dersleri neden çok seviliyor. Öğrendiğini anında uygulama var, öğrenci ders yapmıyor, dersi yaşıyor. İşte tüm mesele bu.

Bırakın çocuklar evde bari kırsın, döksün, batırsın, kirletsin, kirlensin...

Çocuklarımız ve onların gelecekleri eşyalardan daha kıymetli. Nasıl olsa 10 yıl sonra eşyalar zaten değişecek ama çocuklarımızın geleceğini değiştirme zamanı bir daha olmayacak.

Bırakın oynasınlar, eğlensinler! Mutlaka öğrenirler merak etmeyin!

Kendilerini, çevrelerini, diğer canlıları keşfetme şansı verelim!

Yanlış yapma fırsatı verelim!

Sokağa çıksınlar, üşüsünler, hasta olsunlar!

Sanal alemden çıkaralım onları gerçek hayatın içinde olsunlar!

 

                                                                                 Mustafa TEZCAN



Görüntülenme: 2736
▪ Yorumlar
Mustafa Abdülkadir KUL (Konu Puanı: 5 / 5)
Her zamanki gibi, yine olayı nabzından tutmanız, bizi bir kez daha şaşırtmadı sayın Mustafa hocam. Sizinle aynı kurumda çalışıyor olmak benim için gurur vesilesi. Saygılarımı sunuyorum...
Gökhan Çalışkan (Konu Puanı: 5 / 5)
Derslerin hayatın neresinde kullanıldığı özellikle öğrenciler tarafından en çok gelen soru oluyor.Bugun Milli eğitimde son yıllarda yapılan değişikliklerinde temelini bu soru oluşturuyor.Ozellikle son yıllarda sınavlarda çıkan sorular günlük yaşam üzerinden muhakkeme tipi soruları iceriyor,bilgiyi kullanma ön plana çıkıyor.Cocuklarimizin meraklarını gidermek,devam eden yaşamlarında dersimizin ne anlam ifade ettiğini anlatmak ve meslek yaşamlarında nerede yer tutacağını benimsetmek onlara en azından dersi sevdirmek ve ilgilerini çekmek anlamında çok önemli oluyor.
Bera Zeyneb Türkmen (Konu Puanı: 5 / 5)
Kaleminize sağlık değerli hocam.
Hanefiatayeter (Konu Puanı: 5 / 5)
Gerçek eğitim böyle olur kalemine yüreğine sağlık mustafa hocam
Hayrul Sel (Konu Puanı: 5 / 5)
Bunu çok bilmiş annelere bir kabul ettirebilsek Mustafa Hocam mesele hallolacak ama... Selamlar
Müzeyyen cesur Özkoçak (Konu Puanı: 5 / 5)
Çok güzel
Ozlem şen (Konu Puanı: 5 / 5)
Mustafa hocam, her zaman kizima uyguladigim bir teknik ile sizinle hemfikir olmak beni çok mutlu etti. 👏👏👏 Kaleminize sağlık..
Nazlı Uluçay (Konu Puanı: 5 / 5)
Kaleminiz kifayetsiz kalmamış ve yine duyguları dile getirmiş. Teşekkürler.
Muhammet Güngör (Konu Puanı: 5 / 5)
Çocuklara yanlış yapma fırsatı vermek!
Muammer Bayuk (Konu Puanı: 5 / 5)
Yaşayarak öğrenmek, alaylı ve mektep eğitiminin beraber yaşama çevirmek için en ideal yol Aile mutfağı değerli hocam. Teşekkürler bu güzel yazı ile yine bize Aile değerlerini hatırlatıp yaşama çevirmemizde yardımcı olduğunuz için değerli hocam.
Fazlı Mert (Konu Puanı: 5 / 5)
Hocam yazınızda bahsettiğiniz konuyu ben İngiltere'de yaşadığım dönemde gördüm. İngiltere ve İskandinav ülkelerinde kreşe giden çocuklar hergün sokaklardalar hava durumu -20 derece olsa da. Çocuklar birgün fırına gidiyor hamurdan ekmekler yapıyor, birgün tuhafiyeye gidiyor orada neler olduğuna bakıyor, bakarken herşeyi dağıtıyor fakat dükkan sahipleri asla birşey demiyor ve çocuklara öğrenmeleri konusunda yardımcı oluyor. Hatta birgün eczaneye girdiklerini ve tüm ilaçları dagittiklarını, dükkanı altını üstüne getirdiklerini gördüm. Yani yazınızda bahsettiğiniz gibi çocuklar yaşayarak, görerek, dokunarak ve test ederek öğrenmeli..Selamlar
Fatma Genç (Konu Puanı: 5 / 5)
Ellerinize sağlık hocam çok doğru
Zerrin Yörür (Konu Puanı: 5 / 5)
Hocam kaleminize sağlık her yazınız birbirinden özel ve güzel teşekkürler
Filiz Tepe (Konu Puanı: 5 / 5)
Öğrenmenin tecrübe ve deneyimler ile daha etkili ve eğlenceli olduğunu farkeden sizin gibi eğitimcilerin sayısının çoğalması duası ile...
▪ Yorum Yaz
Ad Soyad:
Email:
Konu Puanı:
Yorumunuz:
This Is CAPTCHA Image