YAZILAR

Devlet Üniversitesi mi? Vakıf mı?
Özellikle tercih haftasına her şey sıkıştırıldığında veli ve öğrencilerin en çok sorduğu sorulardan bir tanesi şu oluyor: “Hocam devlet üniversitesi mi yoksa özel üniversite mi? Hangisini tavsiye edersiniz?”

       

       Devlet Üniversitesi mi? Vakıf mı?

       Özellikle tercih haftasına her şey sıkıştırıldığında veli ve öğrencilerin en çok sorduğu sorulardan bir tanesi şu oluyor: “Hocam devlet üniversitesi mi yoksa özel üniversite mi? Hangisini tavsiye edersiniz?”

Ben bu sorunun cevabını farklı birkaç yönden bakarak  veriyorum. Üniversite öğrenciliği İstanbul’da geçmiş birisi olarak “İstanbul’da okumanın bir ayrıcalık” olduğunu düşünüyorum. Çünkü “İstanbul’un kendisi ayrı bir üniversitedir.

Türkiye’nin en büyük firmaları, kurumları, fuarları, organizasyonları İstanbul’dadır. İstanbul dünya çapında birçok çalışmaya ev sahipliği yapmıştır ve yapmaktadır. Bir öğrenci kentidir.

Bu özelliğinden dolayı puanı devlet üniversitesine yetmeyen bir öğrencinin özellikle İstanbul’da yaşıyorsa il dışına gitmektense biraz düşük puanla özel bir üniversitenin aynı bölümüne gitmesi gayet doğal. Zaten il dışına gittiğinde barınma, yemek, ulaşım gibi masraflar ciddi yekûn tutuyor. Öğrenci aynı masraf hatta daha düşük bir masrafla özel üniversitenin yüzde 50, yüzde 25 burslu bölümünü okuyabiliyor. Dolayısıyla hem evinden gidip gelmiş oluyor hem de düzenini bozmamış oluyor.

Elbette aileden uzakta olmanın kazandırdığı birçok sorumluluklar ve beceriler var, bunlar tartışılmaz. Kendi ayakları üzerinde durmak, aylık bütçe oluşturmak, doğru arkadaş seçmek, tertip, düzen, disiplin, zaman yönetimi, önceliklerin tespiti, yemek pişirmek v.b.

Ama bir çok aile de şöyle düşünüyor:

“Yanımızda, gözümüzün önünde olsun, üniversite bitince nasıl olsa ayrılacak.”

“Bizim kendi iş yerimiz var. Okul çıkışında iş yerine gelir işi de öğrenmiş olur. Zaten adama ihtiyacımız var.”

“İl dışında bile okusa iş için zaten İstanbul’a dönecek. Okurken hem stajı burada yapar hem de çevre oluşturmuş olur.”

Son on yıldır Türkiye‘de özellikle de İstanbul’da birçok özel üniversite açıldı. Özel üniversiteler devlet üniversitelerinden ve yurt dışından birçok hocayı da transfer etti. Bu elbette önemli bir özellik ve özel üniversitelere çok katkısı oldu. Bazı hocaları ortak derslere alan özel üniversiteler, alanında uzman kişileri getirip misafir hoca olarak da ders verdiriyor. Sektörün ve hayatın içinde olan bu kişilerin öğrencilere katkısı büyük oluyor elbette.

Ayrıca şu da bir gerçek, her öğrenci ayrı bir ilgi istiyor. Öğrencilerimizi üniversiteye gönderdikten sonra onlardan aldığımız geri dönüşümler bizim için değerli ve önemli bir bilgi. Tam kaynaktan aldığımız bu bilgi üniversitenin iç işleyişi hakkında bilgi sunuyor. Özel üniversitelere giden öğrenciler ilgi ve alakadan çok memnun. Hocaların kendileri ile ilgilendiklerinden, ulaşılabilir olduğundan özellikle memnunlar. Bu da onların geleceklerinde iş hayatlarındaki performanslarına yansıyor.

Öğrenciler kendilerine iyi davranılan, değer verilen ortamlarda bulunmaktan elbette keyif alıyorlar. Bu paralı okumanın getirdiği bir şey değil, orada oluşan bir kültür ve değer sistemi ile ilgili.

Birçok vakıf üniversitesi öğrencilerine çok iyi teknik imkanlar da sunmaya başladı. Bu da bir tercih sebebi oldu. Velilerin ve öğrencilerin tercih yapmadan önce tüm üniversitelere gitmeleri fikir almaları da üniversitelerin kendilerine çeki düzen vermesine, devlet ve özel fark etmez üniversitelerin kendi arasında bir rekabete dönüşmesine sebep oldu. Bu da elbette eğitimin kalitesine yansıyor.

Özel üniversitelerin üzerinde durdum daha çok soru bunlarla ilgili geldiği için, çünkü devlet üniversitelerini biliyoruz zaten. Ve velilerin ve öğrencilerin niçin özel de seçebileceklerini anlattım.

Çok uzun yıllardır hizmet veren devlet üniversiteleri mevcut, bunlar her alanda kendilerini ispatlamış durumda. Zaten çok tercih edilmeleri bölümlerin puanlarından belli. Eski ve köklü olmaları, prestijli olmaları, çok fazla öğrencilerinin olması avantajlı yönler. Ama çok kalabalık ve büyük yapıların olması bazen peşinden hantallığı ve öğrenciler ile ilginin azalmasına ve kontrolsüzlüğe ve kalitenin düşmesine de sebep olabiliyor elbette.

Tercih ederken bunların da gözden kaçırılmaması kanaatindeyim.

Veli ve öğrencilerimizin gerçekten doğru bir seçim yapmaları dileğiyle...

 

(NOT: 1- Tercih ve meslekler konusunda aşağıda linkini vermiş olduğum web portallarından da destek alabilirsiniz.

Millî Eğitim Bakanlığının oluşturduğu ve Millî Eğitim bakanımızın da özellikle üzerinde durduğu “Mesleğim Hayatım”portalı; https://meslegimhayatim.meb.gov.tr

YÖK’ ün hazırladığı “YÖK Atlas” da bu konuda oldukça başarılı;  https://yokatlas.yok.gov.tr

Kendinize uygun doğru mesleği seçmeniz ümidiyle…

 

2- Konu ile ilgili daha ayrıntılı bilgiye  Meslek seçimi ve kariyer planını konu ettiğim

 “Geleceğin Aşkın Kadar” kitabımdan ulaşabilirsiniz. https://www.kitapyurdu.com/kitap/gelecegin-askin-kadar-amp-meslegini-sec-kariyerini-planla/431130.html&filter_name=ideal%20akademi

 

                                                                            Mustafa TEZCAN



Görüntülenme: 3163
▪ Yorumlar
Abdullah BEYREK (Konu Puanı: 5 / 5)
Süper herkes okuyup dikkate almalı Hocam.
Yasemin Özlem Durmaz (Konu Puanı: 5 / 5)
Oldukça yararlı bir yazı. Teşekkür ederiz.
ORHAN YILDIZ (Konu Puanı: 5 / 5)
Sn. Hocam, son derece isabetli tahlil ve tesbitlerinizle biz velilere güzel bir ayna tutmuşsunuz. Naçizane tavsiyem, devletmi vakıfmı da öğrencinin uyum ve intibak özellikleride hesaba katılmalıdır. Syg. Orhan YILDIZ.
Zerrin Yörür (Konu Puanı: 5 / 5)
Değerli hocam değerlendirme bilgisi ve engin tecrübesiyle bize ışık tuttuğunuz için sonsuz teşekkürler. Saygı ve salamlar..
▪ Yorum Yaz
Ad Soyad:
Email:
Konu Puanı:
Yorumunuz:
This Is CAPTCHA Image